Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
Diş teli

Günümüzün kabusuna dokunan bir roman “Dehşetin Günlüğü”

..

Günümüzün kabusuna dokunan bir roman “Dehşetin Günlüğü”
10.07.2025
A+
A-

Buğracan Tuğçin Güder’den rahatsız edici derecede gerçekçi bir gerilim hikâyesi.

İçinde yaşadığımız dijital çağ, sadece iletişimi kolaylaştırmakla kalmadı, aynı zamanda karanlık arzulara da yeni oyun alanları sundu.
Buğracan Tuğçin Güder’in kaleme aldığı Dehşetin Günlüğü, işte tam da bu boşluktan besleniyor: Kanunların gölgesinde, uygulamalarla sipariş edilen suçlar, yazının diliyle bile tüyler ürpertici bir gerçeklikle aktarılıyor.

Roman, adını aldığı biçimde bir günlük formatında ilerliyor. Anlatıcı, her biri “seans” adı verilen, kurbanların sistematik şekilde işkenceye maruz kaldığı olayları, soğukkanlı ve detaylı bir dille kayda geçiriyor. Kurbanlar; yaş, cinsiyet ve psikolojik yapılarına göre seçiliyor. Müşteriler ise bu seansları bir “platform” üzerinden, adeta yemek siparişi verir gibi satın alıyor.

Güder’in romanı yalnızca bir korku hikâyesi değil; aynı zamanda insan doğasına, anonimliğin verdiği cesarete ve modern toplumun vicdan yitimine dair karanlık bir eleştiri. Anlatıcının hem izleyici hem uygulayıcı olması, okuyucuyu sarsan ahlaki sorgulamalara sürüklüyor.

Hiçbir şeyin adının tam konulmadığı, karakterlerin yüzlerinin bulanık kaldığı bu evrende en net olan tek şey: dehşetin sıradanlaştığı bir dünya ihtimalinin düşündüğümüzden daha yakın olduğu.

Kısa, keskin cümleleriyle rahatsız eden; rahatsız ettikçe düşündüren Dehşetin Günlüğü, cesaret isteyen ama ödülünü veren bir okuma deneyimi sunuyor. Dijital çağın yüzümüze çarptığı bu karanlık ayna, belki de bu yılın en çarpıcı yerli gerilim romanı olmaya aday.

Romanın Özeti:
Dehşetin Günlüğü”, Buğracan Tuğçin Güder imzası taşıyan, 2025’te yayımlanan bir psikolojik-gerilim romanı. Günlük formatında kurgulanan eser, bir organizasyon tarafından organize edilen, sipariş üzerine işlenen korkunç suçları, bir uygulama aracılığıyla müşteriye sunulan “seans”-ları anlatıyor .
Bir sistem üzerinden suç işleyen, kimlik bilgileri gizlenmiş müşteriler için “kurbanlar” teslim edilir. Bu kişiler yaş, cinsiyet ve başka tercihlere göre önceden seçilir. Ardından bu kurbanlar, anlatıcının karşısına ya da günlükte ifadesiyle “koltuğuna” getirilir
• Anlatım: Hikâye birinci tekil şahıs günlüğü formatında ilerler. Anlatıcı, her seansın detaylarına, uygulama sürecine nasıl dahil olduğuna ve yaşananlara doğrudan tanıklık eder.
• Ton & Atmosfer: Okuyucu, kapalı mekânlarda gerçekleşen işkence ve suçların soğukkanlıca kaydedilen anlatımıyla hem dehşete düşer hem sistemin nasıl işlediğini katman katman öğrenir. Günlüğün gerçekçi üslubu, insanlığın karanlık yüzünü ortaya koyar.

Modern dünyanın karanlık arka sokaklarına korkusuzca adım atan Buğracan Tuğçin Güder, “Dehşetin Günlüğü” ile okuru dehşetin ve vicdanın sınırlarında dolaştırıyor. Günlük formatında kurgulanan bu çarpıcı roman, sıradan görünen ekranlarımızın ardında gelişen organize bir suç sistemini merkezine alıyor.

Bir uygulama.
Kimliği gizli müşteriler.
Yaş, cinsiyet, karakter özelliklerine göre seçilen kurbanlar.
Ve… bir koltuk.
Hepsi tek bir “seans”ta buluşuyor.

“Dehşetin Günlüğü”, her biri bir başka kurbanla dolu seansları, anlatıcının soğukkanlı gözünden okura aktarıyor. Uygulama üzerinden sipariş edilen acı, gerçekçilikten ödün vermeyen rahatsız edici detaylarla yazıya dökülüyor. Roman, okuruna hem bir suç örgüsünün işleyişini izletiyor hem de sessiz bir sorgulamaya davet ediyor: “İzlemek ne zaman suç olur?”

Neden Okunmalı?
• Teknolojiyle iç içe geçmiş bir suç mekanizması
• Psikolojik derinliği yüksek anlatım
• Günlük diliyle akan, sürükleyici bir kurgu
• Etik, vicdan ve anonimlik üzerine sarsıcı sorular

Okura Uyarı:

Bu kitap rahatsız edebilir. Ve belki de bu yüzden, okunmalıdır.

“Dehşetin Günlüğü”, Türk edebiyatında nadir rastlanan cesur adımlardan biri. Cesareti olan herkes için…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.